Keskin,acı veren ve dayanılmaz…Soğuk böyledir işte.Ya da benim aklıma bunlar geliyor “soğuk” denince.Soğuğun kendisi böyledir de bir de “kokusu" vardır soğuğun ve zordur onu hissedebilmek.Ön şartları vardır zaten ; bir kere yalnız olmanız gerekir ya da en fazla 2 kişi ki o da çok sevdiğiniz biri olmalı.İkincisi “gece” olmalı, güneşin hafifletici etkisinden sakınmak için.Ayrıca sessizlik olmalı ki konsantre olabilelim o kokuya.Soğuğun kokusu zevk vermez insana ama acı da vermez.Yani sokağa dökülmüş çöp yığının kokusunu aldığımızda hissettiklerimizi hissetmeyiz soğuğun kokusunu aldığımızda . Aslında onu yarattığı etki ne hoşlanmadır ne de tiksinme . Soğuğun kokusunun insan beyninde yarattığı etki “ düşünme “ dir.. Kokladıkça düşünürsünüz ; belki hayatın kendisi hakkında belki eski sevgiliniz hakkında belki aileniz hakkında belki de geleceğiniz hakkında . Kesin olan bir şey var ki bir süre sonra kokunun kötüleştiğini fark edersiniz çünkü içine biraz karbonmonoksit karışmıştır . Kafanızı kaldırırsınız ve tüten bacadan süzülen duman gözünüze ilişir. Sonra da bu soğukta dışarıda yaşamak zorunda kalanlar gelir aklınıza onca düşünceden sonra . ? Çünkü koku değişince düşünceler de değişir . Asıl gerçek yüzünüze vurur hemen ; ne sorununuz olursa olsun siz biraz sonra sıcak evinize gideceksinizdir ama ya dışarıda kalanlar ?
Oğuz
1 yorum:
aklımızın bir kıyısında yer edinmiş fakat kelimelere dökmesi zor olan, hepimizin kendimizce tattığı şeyler vardır hani.. yaşamışlığın yüzümde bıraktığı gülümsemeden haberdar etmek istedim...
Yorum Gönder