28 Ekim 2007 Pazar

Cızırtılı Radyo

Tek başımayım… Gecenin 1’in de - doğal olarak- Ankara yolları bomboş… Beyaz Panda’mla eve dönüyoruz. Radyom açık biraz da cızırtısı var, antenden mi ne? Ama artık ben onu böyle seviyorum… O anda çalan şarkıya başka bi güzellik katıyor bence. Sanki şarkının düzenlemesinde yer alan bir “mix” gibi. Arada gidip geliyor şarkı ve o anda duyamadığım sözlerini ben söylüyorum. İşte başka bi güzellik ; şarkıyı hissetmeme yarıyor gidip gelen yayın . Sonra yine devam ediyor şarkı, tabi kaldığı yerden değil! Bu arada önüme kamyoncu bi amca çıkıyor zaten gecenin bu vaktinde kim yolda olur bu memur şehrinde,herkes sabah 6’da kalkabilmek için 3.rüyasına dalmak üzeredir muhtemelen. Neyse geçiyoruz onun da solundan, kim olur yolda bu saatte diyordum ya hızlı gençler ( Sanki ben 30’um) beni mahcup ederek rüzgar gibi geçiyorlar yanımdan. Aynı anda cızırtılı radyodan başka bir şarkı anonsu geliyor tabi hemen önce radyo cıngılı giriyor araya. Sonra yeni bir şarkı başlıyor,sevsem de sevmesem de “cızırtılı” ya o bana yeter . En ruhsuz şarkıya bile bi anlam katabilir bu “cızırtı” iddia ediyorum. Ne gerek var arkadan “dumdıst dumdıst” yaptıran hoparlörler e, sadece ön taraftan radyodan ses gelsin yeter bi de cızırtı olsun,bi tek ben anlayayım şarkıyı dışarıdaki başkaları! ne duysun ne de anlasın ne dinlediğimi ! Hem ben öyle ne yaptığımı ne hissettiğimi de kolay kolay belli etmek istemem kimseye, “cızırtılı” olmak isterim. Anlamak isteyen ,daha doğrusu anlayabilen anlar beni!

Not:Foto http://www.ergir.com/yasamda_bir_gece.htm alıntıdır.

Oğuz Barlas



Hiç yorum yok: