20 Ekim 2007 Cumartesi

“Dur ey zaman,ne güzelsin!"”

Goethe’nin “Faust” adlı şiirsel oyununda , başkahraman Faust ile şeytan “Mefistofeles” arasındaki mücadaleyi kazanan Faust yukardaki sözü söylememeyi başarmış.Özetle o güne kadar doğa bilimlerini,teolojiyi ,felsefeyi kullanarak bu dünyanın sırlarını arayan ve şeytan “Mefistofeles”e direnen birisiyken “Mefistofeles” kendisine dünyevi zevkleri tattırarak hatta onu zevkin doruklarına ulaştırarak ona “Dur ey zaman,ne güzelsin” dedirtmeye çalışıyor.Başarırsa girdikleri iddiayı şeytan “Mefistofeles” kazanacak ve diğer insanlara yaptığı gibi dünyevi hazlarla onu da uçuruma yuvarlayacaktır.Faust aşkı tatmasına rağmen ki –yaşanabilecek en dünyevi duygu ve zevk- başlıktaki sözü söylememeyi başarmıştır.

Zamanın geçmemesi istemek gerçekten çok arzu edilmesi gereken bir durum mu?Ya da”Ölümsüzlük” çok mu çekiçi geliyor hepimize? Açıkcası nasıl ki 2007 yılında 140 yaşında olmayı istememem 2100 yılında da yaşamak tercih edeceğim bir durum değil..Niye isteyeyim ki?Bi kere hepsi otomatik çalışacak olan ev aletlerini kullanmasını beceremem.Ben manuel vites araba kullanmayı severim ve otomatiğin şoförlüğün ruhuna aykırı bulurum.Muhtemelen manuel vitesli araç da kalmaz o yıllarda.Sonra bi kere Deniz Baykal hala dönemin 48 yaşındaki başbakanına muhafelet yapıyor olacaktır ki tipinde de bir değişiklik olacağını sanmam –çünkü kendimi bildim bileli aynı- ve bu da 140 yaşındaki beni sinir krizine sokar.(Kabul ediyorum kötü bi espriydi).Kısacası uyum sağlayamacağım değişiklikler yaşamın merkezine oturmuş olur ki bu da yaşanmaz kılar hayatı.

Peki bir şairin deyimi ile “geçtiği her şeyi “ öper” mi zaman?.Yoksa çoğu zaman bizi üzer mi?Artık mahalledeki arkadaşlarımı göremiyor olmak,annemi ve babamı lisedeki gibi her sabah kalktığımıda göremiyor olmak,mahalleden her gün geçen minibüsten tanesi 100 liraya gevrek alamıyor olmak,”sobada pişirilmiş kestanenin tadını çıkarırken “susam sokağı”nı izleyemiyor olmak beni üzüyor örneğin.Belki de büyümekten korkuyorumdur ben!Öte yandan düşünüyorum hep aynı kalsam,zaman benim için dursa ve herkes için devam etse hala 5 yaşında olsam.Her günümün yarısı sokakta top oynayıp bisiklet binmekle geçse.Arkadaşlarım büyüse benim hep yeni 5 yaşında arkadaşlarım olsa.Ama olmasın,aksın zaman.İlk kavgamızı edelim,dünyayı anlayamaya çalışalım,bu güzel dünyanın kurnazlığı ve arkadan iş çevirmeyi normal kıldığını görelim.Acı ama bizi biz yapan tecrübeler edinelim.Durmasın zaman.Yaşananlar “eski”de kalsın.”Eski” de kaldığı için değerlidirler belki de.Bi daha yaşanamayacakları için.Özlenmeyecekse ne değeri olur ki yaşananların.Dolayısıyla zaman geçsin,yaşananları yaşanamaz kılsın biz de “Eskiden ….” diye cümleler kuralım.

Şunu da söylemeden geçemeyeceğim zaman karşı cinslerimi lütfen öpsün ve akıp gitsin asla durmasın.Zira onlar büyüdükçe güzelleşiyorlar

Oğuz Barlas




Hiç yorum yok: